
''Bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu,ayrı bir karekteri olduğu gibi her futbol takımının da kendine has bir karekteri vardır.Biz sizleri burada Galatasaray'ımızın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek,onu adamakıllı tanıyıp,inşallah senelerce dost geçinirsiniz.Galatasaray bir his takımıdır.Renklerine aşık birbirlerini seven futbolcuların takımıdır.Galatasaray feragat ve fedakarlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır.Galatasaray şımarıkları,kendini beğenmişleri,yalnız kendini düşünenleri sevmez.Kısacası Galatasaray bir halatı hep beraber çekenlerin,hep beraber üzülüp,hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.''
Böyle diyor Baba Gündüz bir baba edasıyla 'Galatasaraylılık' kavramını kendine özgü ifadelerle anlatırken...
Bülent Eken İtalya'nın Salernitana takımına transfer olurken,
Aziz Galatasaraylılar,
İtalya'ya giderken,Türk futbolunu ve Galatasaray'ın değerini orada taktir ettirebileceğimi düşünüyor böylelikle hem memlekete hem de aziz Galatasaray camiasına karşı yine de vazifemi yapmaya devam edeceğime kani bulunuyorum.Bu sebepten dolayıdır ki üzüntüm biraz olsun hafiflemektedir.İtalya'daki maçlarda Türk ve Galatasaray futbolunun propagandasını layıkı veçhile başarabilir ve yurda daha olgunlaşmış bir şekilde dönebilir,tekrar renklerime kavuşabilirsem kendimi bahtiyar addedeceğim.
Allahaısmarladık aziz Galatasaraylılar...
Gündüz Gözüyle;
''Kürkçü dükkanından Bülent'i uğurlarken...''
Fransızlar ''Partir c'est mourir un peu'' derler,yani ''gitmek birazda ölmektir.''Buradaki ölmek kelimesi daha ziyade koyu bir unutulmak manasına gelir.Biz bunu başka türlü ifade etmişiz: ''Gözden ırak olan gönülden de uzak olur'' demişizdir.Senelerin tasdik ettiği bu hakikatlere sözüm yok.Fakay gidişten gidişede fark var.Bu farkıda bir tarafa bakalım.Galatasaray'da biraz eskimiş olanlar gayet iyi bilirler ki bizden ne şekilde olursa olsun,nereye olursa olsun ayrılanlar bir türlü içlerinde ki hasret ve 'nostalgie''den kurtulamazlar.
Bunun içindir ki ister Paris'e ister Bağdat'a,ister kırılarak,ister sevinerek uzaklaşanların gözünde ocağımız tüter durur.Bülent nankör bir spor olan futbola kendini bağlamış bir gençtir.Şimdi fırsat çıkmış istikbalini sigortalamaya gidiyor.Kulübünü terk ederken çektiği üzüntüleri yakinen biliyoruz.Bülent için temennimiz her cihetten muvaffak olmuş olarak yuvasına geri dönmesidir.Ondan evvel birçokları daha az meşru sebeplerden yuvayı tek ettiler,Fakat nihayet dönüp dolaşıp kulüplerine kavuştular.
Bülent! Bunları gayet iyi bildiğimizden sen bizler tarafından ne unutulacak,nede gönüllerimizden çıkacaksın.Ecnebi diyarlarda Allah sana ve bilhassa bacaklarına kuvvet versin.
Güle güle git güle güle gel kardeşim.Galatasaray her kendinden ayrılanı olduğu gibi seni de sabırla bekleyecektir...
Evet;
Baba Gündüz'ü rahmetle anarken,
Galatasaray'da futbolcuyken soyunma odasında yaşadıklarını ayrıldıktan sonra program program gezerek anlatanlara...
Galatasarayın 105 yıllk tarihinde sanki tek bir kişinin alacağı kalmışcasına,borcun vadesini kamuoyu önünde tartışanlara...
Galatasaray terbiyesinde ''büyüklere saygı başkana hürmet'' ilkesini unutup,büyüklerini ahirette hesaplaşmaya çağıranlara....
ithaf olunur.....
Gündüz Kılıç'ın muhteşem hatırası Türk sporunda klasın,efendiliğin,sportmenliğin,tevazu ve feragatın timsali olarak ebediyen yaşayacaktır ve gelecek kuşaklara yol gösterici olacaktır,anlayana tabii.....
1 yorum:
Bir çağ dönümü,onun ölümü
örnek olsun,toprağı bol olsun
teşekkürler Emre Bey
Yorum Gönder